Geçen günkü “Kendine güven nasıl oluşur?” başlıklı yazımdan sonra bazı yorumlar aldım ve hepimizin “Evet, yapabilirim.” diyebilmemiz için de biraz desteğe ihtiyacımız olduğunu düşündüm. Henry Ford bu konuda çok güzel bir söz söylemiş: “Whether you think that you can or you can’t, you’re usually right.”
Gerçek şu ki, davranışlarımız, düşüncelerimizin birer yansımasıdır. Düşüncelerimiz ise inançlarımıza göre şekillenir. Buradan yola çıkacak olursak, aslında inanmadığımız bir şeyi başarabileceğimizi düşünmediğimiz için yapamıyoruz demektir.
Hepimiz zeki, güzel ve hoş insanlarız. Hayatta bazı başarıları zaten tattık … en azından akrabalarımız ve arkadaşlarımız bunu söylüyor. Peki neden her zaman bu başarıyı hissedemiyoruz?
Küçük ya da büyük başarıların hepsine rağmen, önümüzdeki bir sonraki iş veya konu ile ilgili beceremeyeceğim endişesi yüzünden tatmin olma duygusunu yaşamıyoruz.
Birçok yaş grubundan farklı alanlarda arkadaşım oldu. Eğitimciler, Öğrenciler, Yöneticiler, Satış Uzmanları, Pazarlama Otoriteleri, liste böyle devam eder gider.
Hepsinin ortak noktası, bu kadar çok başarılarını gösteren kanıt olmasına rağmen, kendilerinden, yetkinlik ve yeteneklerinden şüphe duyuyor olmalarıydı.
Acaba bizi bu duruma sokan şey, kendi kendimize koyduğumuz sınırlar olabilir mi? Bu kendi koyduğumuz sınırlara fazlasıyla inanıyor olmamız mı? Eski alışkanlıklarımızı ve düşünce biçimlerimizi kırmanın neden bu kadar zor olduğunu merak ettiniz mi?
Bilimsel cevap, beyinimizin sinir uçlarının yıllarca belli bir inanç etrafında oluştuğu ve kolayca kaldırılamayacağı olabilir. Bir ağacın köklerinin toprağa yayılması gibi düşünebilirsiniz.
“Ben berbat bir satış temsilcisiyim.”
“Ben mi? Pişirmek? İmkansız! ”
“Yeni ülkeleri ziyaret etmek benim için değil – Ben evde kalmayı tercih ederim.”
Biz öylesine olduğumuz kişi olmuyoruz. Kişiliğimiz oluşurken, uzun bir yolculuktan geçiyoruz ve yol boyunca aldığımız kararlarla, gözlemlediğimiz insanlarla, kişisel olarak ya da başkaları tarafından yeteneklerimiz, sınırlamalarımız, tercihlerimiz, değerlerimiz ve ilkelerimiz hakkında yerleştirilen tohumlar tarafından büyük ölçüde etkileniyoruz.
Peki ama bütün bunlar bizi olumlu yönde mi etkiliyor? Acaba hatalı şekillendirildiğimiz fikri size nasıl geliyor? Sizin bu yolculukta inandığınız şeylerden esneyebilme kabiliyetiniz nedir?
Sınırlayıcı bir inanç, bir kişinin hayatta bir şey hakkında yanlış bir düşünce sonucunda elde ettiği sonuçtur. Bu inançlarla ilgili en büyük sorun, bizi potansiyelimizin altında yaşamaya zorlamasıdır. Yani mesela yolun ortasında 5 kg ağırlığında bir kaya varsa, ancak 50 kilogram ağırlığında olduğuna inanıyorsak, onu hiç taşımaya çalışmayabiliriz, çünkü zaten bunu yapamayacağımızı düşünüyoruzdur. Buradaki kayayı bizim hayatımızdaki zorluklar için bir metafor olarak düşünürsek, onu taşıma yeteneğimize inanmadığımız için yolumuzda duran ve bizi rahatsız eden şeylerden hep uzak dururuz.
Bilim adamlarına göre, kendine güven eksikliğinin sebebi olan ön yargı, olumsuz ve kendini sınırlayan düşünce gibi iç faktörlerin etkisini gösteren bir sürü kanıt mevcuttur. Bunun sonucunda kişi aşağıdaki yollardan bir veya birkaçını seçerek hareket eder:
Mükemmelliyetcilik
Savunma
Eleştiri alamaz
Kendine doğru konuşuyorsun
Sürekli endişe edici
Kendinizi ve başkalarını suçla
Bahaneler üretmek
Başkalarına bağlı olarak
Sınırsız
Kötümser tutum
Kendinizi izole etmek
Değişimden ve yeni deneyimlerden kaçmak
Bu davranışlardan kaç tanesini farkında olmadan yapıyorsunuz? Ben listeden kendi adıma iki tanesini seçtim doğrusu ve bunlar gerçekten bilinçli olmuyor. Neyin olduğunu anladığımdan beri, bilinçli olarak durumla başa çıkmanın yeni yollarını öğrenmeye başladım. Örneğin, kendimi ne zaman demotive hissetsem, dünyadan, arkadaşlarımdan ve meslektaşlarımdan bir süre izole olurdum. Bunun sonucunda elbette verimliliğim ve motivasyonum daha da düşerdi. Şimdi ne zaman böyle bir duruma girsem, hemen konuya bağlı olarak bana en uygun desteği verebilecek arkadaşımın numarasını çeviriyorum.
Elbette bana çok yardımcı olan bu yöntem benim yolum; Sizin için en iyi sonucu veren en uygun yöntemi, ancak siz kendiniz seçebilirsiniz. Fakat, bu davranışların neler olduğunu ve daha önemlisi bizi sınırlayan inançların arkasında duran varlıkları belirlemek en önemlisidir.