Geleceğimizi biz mi oluşturmalıyız, yoksa birileri mi hazırlamalı?

Gelecek nasıl gelecek diye düşünenleri kendimce ikiye ayırıyorum:

1.Bu konu hakkında gerçekten kafa yorarak istediği şekilde gelmesi için çaba sarf edenler.

2.Valla bilmem ki birileri birşey hazırlarsa biz de ona bakarız diye bekleyenler.

Gelecek, geçmiş gibi olmak zorunda değildir. Burada verilmesi gereken karar, geleceğin oluşmasına katkı mı sağlayacaksınız, yoksa oluşurken ondan etkilenen mi olacaksınız?

Eminim çoğunuz “Bizim zamanımızda ….. yoktu.  Eskiden …….. böyle yapılmazdı. Ben hiç …. yapanı görmedim.” şeklinde cümleler kurmuşsunuzdur. Peki siz bu cümleleri ilk ne zaman duydunuz, hatırlıyor musunuz? Durun tahmin edeyim, EBEVEYNLERİNİZDEN!!!

Hangi yaşta olursanız olun fark etmez, önemli olan geçmişte neyin nasıl yapıldığı değil, bugün ve gelecekte neler yapacağımızdır. Beni heyecanlandıran da bu olmuştur her zaman, çünkü geleceği oluştururken illa geçmişte yaşandığı gibi kurmak zorunda değilsiniz, geçmişte geçilen süreçlerden geçmek zorunda değilsiniz, hatta geçmiş kurallara uymak zorunda da değilsiniz. Bunların hepsi yıkılabilir!

Geleceği oluşturmak istiyorsanız ve başkasının kurguladığını yaşamak istemiyorsanız, bugün yaptığınızdan farklı birşey yapmalısınız. Herkes etrafındakilere bakarak öncelikle onların değişmesini bekler, oysa değişim önce kendimizden başlamalıdır. Siz kendi hayatınızla ilgili bir değişiklik yapmazsanız, inanın bana başkaları sizin adınıza yapar. Sonra da yok müdürüm bana terfi vermedi o yüzden işten ayrıldım, yok bu kişi şunu yaptı bu sebeple şöyle oldu diye başkalarını suçlar durursunuz.

Asıl yapmanız gereken bugünkü hayatınızı yaşarken, geleceğinizi de istediğiniz gibi kurgulayacak adımları atmaktır. Gelecek hakkında hepimiz konuşuyoruz ve başkalarının yaptığı planları dinliyoruz ve genelde “10 adımda Gelecek” diye bir formül çıksa da uygulasak diye bakıyoruz, ama gelecek henüz yazılmadı. Gelecek sizin onu oluşturmanızı bekliyor ve size bu fırsatı bugünden veriyor.

Bunu kurgulamak için her zaman sorgulayan bir yapıya sahip olmak gerekir. Başkalarının yaptığı veya istediği değil sizin ne istediğiniz ve ne yapacağınız önemlidir.

Bizler şu şekilde bir süreç ile bugüne geldik:

Oku->İyi bir iş bul->Araba satın al->Evlen->Ev satın al->Aile kur (Çocuk olmazsa aile sayılmaz!)->Emekli ol

Ama hayat artık böyle değil!!!

İnsanlar eğitim alıp paraları oraya harcadıktan sonra işsiz kalmak veya düşük maaş ile çalışmaktansa, kendi işini kurup hemen hayata atılmayı tercih ediyor. Oturmak isteyeceği tarzdaki evler çok pahalı olduğu için kirada oturmayı tercih ediyor. Hayatın kendini yaşamak için daha geç evlenip, aile kuruyor veya hiç evlenmiyor yada aile olmuyor.

Bu değişimden geçerken de para kazanmak için memnun olmadığımız işlerde çalışıyor, ihtiyacımız olmayan  şeylere harcayıp duruyoruz ve bunu değiştirmek için hiçbir hareket yapmıyoruz. Sonra da bunu kadere bağlayıp, hayat böyle ne yapalım diyoruz.

Lütfen kafanızı kaldırın, kendinizi ve yaptıklarınızı bir gözden geçirin. Herşeyi herkesin yaptığı gibi yapmak zorunda olmadığınızı fark edin. Hata yapmaktan korkmayın, yeni birşeyler denemek, yanılmak ve sonra bu yanılgıdan edindiğiniz tecrübe ile yeniden birşeyler yapmak çok doğal bir şeydir.

Unutmayın kimse sizin başarısızlıklarınızı hatırlamayacak çünkü bunlar sizin kendi istekleriniz ve zaten çoğu kimse bilmiyor ki. Ama başarılarınız her zaman bilinecek çünkü bunları başkaları ne yapıyor diye bakanlar görecek.

Siz başkalarının ne yaptığını veya ne yapacağını görmek için beklemeyin, bu sizin kendi geleceğiniz ve şimdi onu değiştirmek için harekete geçme zamanı, şimdi “Benim hayatım” deme zamanı.

About the Author

You may also like these