Gençlerimiz kendi kimliklerini özellikle erken yaşlarda ararken, genellikle eğitim ve kariyer hedefleri ile akıllarında farklı yollar olan ebeveynleri hayal kırıklığına uğratır ve endişe ettirir. Ben de bu eveynlerden biri olarak aslında bu yazıyı kendime daha objektif olabilmek ve benim yaşadığımı yaşayanlara da yardımcı olması için yazıyorum. Umarım biz ebeveynlere olayları daha geniş açıdan bakmamız gerektiğini hatırlatacak bir hatırlatıcı olabilir. Eminim sizin de etrafınızda şaşkın ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde gelen bir arkadaşınız olmuştur. Lise ikinci sınıf öğrencisi olan çocuğu önceki gece yanına gelmiş ve rock yıldızı olmak istediğini ve müziğin onun hayatı olduğunu açıklamıştı. İlk tepkiniz nasıl olur? Benimki mi, muhtemelen ”Tabii bu iyi ve güzel birşey de, peki ya okul işi?” derim muhtemelen.
Belki siz daha farklı bir durumla karşı karşıyasınızdır:Belki onun devralmasını umduğunuz bir butik işletiyorsunuz ama onun ilgi alanları Deniz biolojisi. Belki futbol ya da basketbol oynadınız ve her zaman yetenekli bir atlet olmasına rağmen, bunun yerine sanat derslerini seçiyor. Bir ebeveyn olarak, çocuğunuzun sizin onun için seçeceğinizden farklı bir yol seçmesi sinir bozucu ve hayal kırıklığı yaratabilir. Bu, özellikle, çocuğunuz başladığı yoldan tamamen sapmış gibi göründüğünde zorlayıcıdır.
Ergenliğin temel amacının kişinin kimliğini bulmak olduğunu hatırlamak önemlidir. Yetişkinlerin çoğunluğunun hayatlarında en az bir kez kariyer değiştireceği tahmin edilmektedir. Onların bu sürece dahil olacağını unutmamalıyız.
İş fırsatlarının genellikle zor olduğu bu zamanlarda, daha yaşlı gençlerin/genç yetişkinlerin rota değiştirmesi daha da yaygındır. Bir ebeveyn olarak, bu bize mantıksız görünebilir. Çocuğumuz uzmanlık derecesi ile yeni mezun olmuşken, piyasada tüm enerjisini seçeceği alanda bir fırsat elde etmeye odaklayacağını varsayabilirsiniz. Bununla birlikte, gerçekte, genç ergenler/erken yetişkinler için hayal kırıklığı o kadar yoğun olabilir ki, görünüşte hayallerini beklemeye alıp yeni yollar izlemeleri, örneğin bir yıl izin alıp seyahat etmeleri pek de şaşırtıcı bir sonuç olmayabilir. Ebeveynler için daha da korkutucu olan, liseden mezun olan gençlerin benzer bir karar vermesidir. Lisenin sonu ile okulun başlangıcı arasında veya arada bir yıl boşluk bırakmak daha yaygın bir uygulama haline geliyor.
Peki biz bu konuyla nasıl başa çıkabileceğiz?
1.)Büyük resmi unutmayalım. Elbette yetiştirdiğiniz genç için en iyisini istersiniz. Onun hayalleri sizinkiyle uyuşmuyor olabilir ama mutlu, sağlıklı ve ne istediğini bilen bir çocuk yetiştirmişsiniz. İşler kesinlikle daha kötü olabilirdi…
2.) Çocuğunuzun uğraşları ile aynı fikirde olmasanız bile, destek ve rehberlik sunun. Gençlerinizin size ihtiyacı var. Size yöneldikleri nadir anlarda onlara karşı durmanın kimseye faydası olmaz. Fikrine katılmasanız da yanında olduğunuzu hissettirin.
3.) En iyi dersler deneyerek öğrenilir. Çocuğumuzun imkansızın peşinden gitmeyi seçtiğine inansak bile, bunu öğrenmesinin en iyi yolu o yolda gitmektir. Kendi ebeveynlerimizin dediklerini biz hemen yaptık mı acaba?
4.) Çocuğunuz birlikte kurduğunuz yoldan aniden saparsa, onunla konuşun. Bazen gençlerimiz, kendi inandıkları yolları seçerler. Yaşlandıkça ve kendi benlik algılarını geliştirdikçe, başka yollara gitmek istediklerine karar verebilirler. Dikkatsiz bir karar veriyor gibi görünse de, onunla konuşun. Bir süredir geliştirmekte olduğu ama sizinkiyle hiç benzeşmeyen iyi düşünülmüş bir planı olduğunu görünce şaşırabilirsiniz.
5.) Uzlaşma için her zaman imkan vardır. Çocuğunuzun geleceğini olumsuz yönde etkileyebilecek bir karar verdiğine inanıyorsanız, bir orta yolda buluşun.
6.) Siz de bir zamanlar onun yaşındaydınız. Gençlik yıllarınızı düşünün. Koşullar farklı olsa da, umutlarınız ve hayalleriniz vardı. Tüm dünyanın önünüzde olmasının nasıl bir his olduğunu hatırlayın. Bu size yetiştirdiğiniz gencin neler hissettiğini hatırlatacak bir bakış açısı verebilir.
Ayrıca ne var biliyormusunuz, asla doğrusunu bilemeyeceğiz. Ama ne diyoruz, eğer hayal edebiliyorsak, oraya varabiliriz!
Eee, peki ya onlar?